Yok edin su sessizlikleri, sikiliyorum. Sen Günes, tepemden ayrilma ama eritme de hislerimi. Onlari dondurdum. Âsik olmayacak bu yürek, önce büyümeli. Sevgiyi, aski ayirt etmeli; gözyasi ve hüznü… Önce dinlemeli bu yürek:
En sevdigi sarkiyi – karsilikli aski –
Öyle degil mi gökyüzü? Henüz ürkek degil mi bu yürek? Süzülerek uçmayi beceremez, düser benim kalbim. Bir imkânsiz kalbe çarpar, kirilir. Bu yürek çok kirildi, zar zor durmakta. Biraz seyretmeli sevdigini, alismali, aglayacagi omuza dokunmali. Bakislarina siginmali sevgilisinin. Yeri geldiginde anne yeri geldiginde çocuk olabilmeli. Gemisini; küçük, su dolu bir kapta kaybeden bir çocuk degil; tüm sevdiklerini alip gemisine, okyanuslara açilan mutlu bir çocuk. Evet, derin sevdalara açilmali o masum çocuk. Yüzmeyi bilmeli yüregim, bogulmamali hiçbir askta. Direnmeli, direnmeli ki bu benim yüregim diyebileyim.
Sen söyle agaç. Dayanikli olmali degil mi âsik? Sabretmeli, beklemeli ya da sonsuza kadar sevmeli degil mi yürek? Hayat nokta koyarsa bu aska, iki nokta da bu kalp eklemeli degil mi? Sonbaharda daha da yesermemeli mi dallarin, çogalmamali mi yapraklar? Biraz üsüyünce birakivermemeli âsik…
O yürek üsümemeli çocuk, ona iyi bak olur mu sevgiyle çarpsin… O yürek o gemiden inmemeli, derin sevdalara açilmali…
O yürek o gemiden inmemeli 🙂
derin sevdalara açilmali artik=)))
derin sevdalar bizi bulmuyo ki tatlm 🙁
bir gün o da olacak :))
olur elbet olur…