Yollarin dili olsa, gelip geçenlerin içinden geçenleri söylese… Bahçelerin dili olsa,insanlarin yüreklerindekileri söylese… Agaçlarin dili olsa,dökülen yapraklarin hüznünün gizemini söylese… Sonbaharin dili olsa,sevgileri asklari anlatsa… Sokaklarin, kapi önlerinin dili olsa,çocuk civiltilarini anlatsa… Evler, iste o evler!
Her evin içinde farkli yasamlar, farkli hayatlar. Belki ayni evin içinde ayri dünyalar. Bir taraftan çocuk yetistirme telasi, bir tarafta geçim savasi, gelecek korkulari… Ve bu arada kendini unutmadan yasamayi becerebilmek. Bu günü yasayabilmek duygularini unutmadan… Içindeki çocuksu heyecani, belki de aski, belki sevilmeyi, begenilmeyi… Belki de sadece sunulan yasami sürdürebilmeyi… En önemlisi umudu ümit etmeyi, sevdiklerinin mutlulugunda mutlu olmayi basarabilmek. Belki de yasamin gayesi bu durmadan kosmak…
Kisacasi bütün gücümüzle hayatin bir ucundan yakalamali her ne olursa olsun yasamayi yasamaliyiz. Mutlu anlarin çogalmasi dilegiyle…
Sevgiyle kalin…
Neler geldi gecti kimbilir o evlerin icinde..
Eski dunler
Yeni gunlere ekilirken…
Sevgiyle her daim…
Yine çok güzel yazmissin annem.
Mutluluk hepimizin olsun…
Sevgiler bizden size ne güzel renk kattiniz renkli dergiye yorumlariniza tesekkür ederim yürekten misralar.
Zuzum tesekkür ederim yorumlarina.
ben onu bunu bilmem emel hanimin yüreginin dili var besbelli bu kadar güzel nasil anlatirdi yoksa içinden geçenleri…
Tesekkür ederim güzel insan sevgiyle kal fundacim.
Emel hanim..ne güzel anlatmissiniz.. ne olursa olsun yasamayi yasamaliyiz..evet mutlu anlarin çogalmasi dilegiyle.. yüreginize saglik