

Kitabin önsözünden…
Sarkilar nasil yazilirlar, ne derler, siz nasil anlarsiniz? Hangileri tam yüreginizden vurur? Sarki ne zaman sarkiya, ne zaman hayata benzer? Bazilari niye sadece sarki, bazilariysa yasamin ta kendisidir? Hüzünlü sarkilar daglayan biçaklardir, biraz fazla kaçarlarsa pansuman niteliklerini kaybederler. En steril ve etkili olan yöntemlerinde alkol de yardim eder ve her seyi anlatirlar, her seyi hatirlatirlar. Hatta siz onlari sevmeseniz bile. Sanki cevap üçmüs gibi gelir, sarkilar yön olarak kaça ayrilir diye düsündügünüzde; "Kendine, karsidakine, etrafa" dogru… En az yaralayani ve en az inanilani üçüncü siktir ve etrafa söylenir. En fazla inanilani ise "ikinci sik", karsidakine olanidir ve bir monolog olarak söyleme-dinleme iliskisini en özel alana kurar.
Sanki yatakta ikinizsinizdir, sizin mecaliniz ve lafiniz yoktur, o ise söyler, söyler. Ayni, ask sözleri gibilerdir, siz hissetmiyorsaniz duymazsiniz da. Ve sizin için gerçek degillerdir, olamazlar. Sarkilar ayni sessizlikte kalir, monolog ise siz istediginizde söylenmek üzere CD, Kaset, mp3 ya da plak formatinda bekler, inanacaginiz zaman çalarsiniz, sanki ilk kez dinlemis gibi olursunuz. Bazen tam dogru yere dokunur, "Hah" dersiniz, " iste tam orasi, biraz daha yukari çik, hah iste tam da orasi".
“Kendine karsi” olan birinci sik ise, ikinci sik’a öykünür ve askin baska bir boyutuna benzer. “Ben bunlari hep O’nun için yapiyorum, umarim O biliyordur, anliyordur” durumlari… Sanki yukaridadir O ve hislerinizi, hareketlerinizi durusunuzu, biliyor, görüyordur. Ikinci tekil sahis “Sen”e, birinci tekilde söylenir ama aslinda “sen” ortada yoktur. “Sen gittin” sarkilari bunlardir. Giden miden yoktur aslinda, sadece olmayan vardir ve en acikli sikkimiz da budur. Birinci sikkin bir alt kolu, sarkiyi “gerçek ben”e söyler. Mesela; “Bir zamanlar asik olmustum “Ama simdi ismi neydi unuttum”* dediginizde lafiniz kendinizedir. Eskilerden bir seyi hatirlar, tam çikaramazsiniz. Burada artik sanal bir “sen” veya “O” yoktur, sarki “ben”e söylenir, tam bir kalp ve yarim bir agizla…
Yarim agizla dedik, çünkü sarkilar aslinda hayatin metaforlaridir ve çok da didiklemeye gelmez. Dinlersiniz, seversiniz, sikilirsiniz da degistirirsiniz. Ayni baska bir sarkinin içinde söylendigi gibi;
“Baska bir sarki söyleyelim çocuklar
Bu eskidi ve buruklasti.
Tüm tirnaklarini görüyorum
Kirik
Tüm gemileri alev alev yaniyor
Oraya bakin arkadaslar
Hayatta kalan bir yolcu görünüyor
Baska bir sarki söyleyelim
Bu eskidi ve buruklasti”**
* (M. Alanson)
** (L. Cohen)
Albümü aldim ve bir Teoman hayrani olarak çok begendim. Sadece sahsen sevmedigim 1-2 sarkicinin söyledikleri pek hosuma gitmedi, o kadar da olsun 😉 Kitabi ise almaya niyetlenmistim fakat fiyatini görünce yerine geri koymak zorunda kaldim… Fiyatini görmeden önce kitabin sayfalarini biraz kurcalamistim ve bence o kitap bu fiyati haketmiyor, yine de pazarlama kismini ben bilemem tabii… Kitapla ilgili emin oldugum tek bi sey varsa o da önsöz kesinlikle muhtesem 🙂
albümü aldim, harika sanatçilar ve harika sarkilar… tebrik ediyorum tüm sanatçilairimizi