Güzel bir yürüyüsün ardindan deniz kenarinda bir kayaliga oturuyorsun. Karsinda kirmiziya boyanmis gün batimi. Deniz ise, lacivert elbisesini giyinmis. Saginda ve solunda muhtesem bir doga. Basini hafifçe yana çeviriyosun, sarimtrak bir renk tonlamasi. Mevsimnin degistiginin haberini veriyor. Sonra serin bir rüzgar esiyor.

sikismistir ve onu unutmuslardir. Cebine koyup götürmek ve gittigin her yere onuda tasimak istiyorsun.
Hava giderek karariyor. Soguyor ve ürpermenin yerini üsüme aliyor. Mecbursun kalkip gideceksin ve rüya bitecek. Üsümenin bedelini havaya aldanip hirka almayarak, yalnizligin
bedelini ise, mutlaka bir yerlerden gitmek zorunda kalarak ödüyorsun. Aslinda hayat degil, sen kendi yalnizlik tablonu kendin çiziyorsun.