
bazen basina silah dayamis gibi
zorla tutar yaninda
çaresiz teslim olurum
yalnizlik öyle bir sey ki
kalabalik içinde çiglik atsam
kimse duymaz
dönüp bakmaz
bu ses nerden geliyor diye
yalnizlik öyle bir sey ki
bir köse basinda ölüp gitsem
kimse aramaz sormaz
“nerelerde görünmüyor ne zamandir”.
yalnizlik bazen bir masa basina
oturur beni
elime bir kalem tutusturur
bir kagit koyar önüme
ondan sonra kapi tokmagina da
siir yazarim
sokaktaki kediye de
artik yanimda olmayani
olamayan dostlarimi da
bir sevgiliye yazarim
hiç yasanmamis belki ama
hep körkütük asikmiscasina
sayfa sayfa yazsam bitmez
daha da vs. vs. vs….
Sevgili hicran hiç olmayan askdan bahsedip, siirler yazmak ve hep olmasini istedigin çilginlikta yazdigin deli dolu sevdayi sabredersen bir gün yasiyorsun 🙂
Tecrübeyle sabittir 🙂
ne yazacagini bilmiyormussun da, farkinda omadan bir seyler yazmissin gibi..ama çok hos!
YALNIZLIK CINAYETTIR
kendime kuytu bir ölüm ariyorum yalnizca kendime
düslerime sokak kedilerinin gözleri giriyor, korkuyorum
boynunu kendi bilegine dolayip asilan bir adam
kanini sulandirilmamis alkole banan
sokak saticilari epey bilir bunu yalnizlik cinayettir
yalnizlik cinayettir bütün notalarda, bütün dillerde
bütün hecelerde, "a" sesinde, re minörde, mors alfabesinde
yalnizlik cinayettir kendi tükürügüyle
islanan bedenlerde eski bir kokudur, yalnizca budur
islak paspas kokusudur, gece morudur
bilegi tahris olmus bir kadinin dinmeyen korkusudur
ansizin yakalanmasidir bir kusun kapana
trenin gecikmesidir istasyona yalnizlik cinayettir
sevisirken kramp girmesidir, ölürken birdenbire
siçramaktir baska bir zamana, kadeh tutarken
elinin titremesidir, sesinin duyulmasidir susarken
karnina saplanan biçagi sevmektir yalnizlik cinayettir
cinnettir
kendime kuytu bir ölüm ariyorum çok iyi biliyorsun bunu
düslerime kalabalik bir cadde giriyor. korkuyorum
saçlarini sirtindan sallandiran kadinlar kadar
uzayip gitmesi kadar bir askin telasla
yanlislikla, su katilmamis bir sevismenin ardindan
ters yakilmasi kadar sigaranin, benim kadar
yani ellerim kadar, bedenim kadar, düsüncelerim
sirlarim, kaçislarim kadar saçmadir yalnizlik cinayettir
cennettir
kendime kuytu bir ölüm ariyorum çok görüyorsun bunu
bütün delillerimi yaktim, beni ötelere götürecek
yollardan zaten uzaktim
her kadina yeni, bir zevk, her kadina
yeni kurulmus tuzaktim bütün delillerimi yaktim
sonrasi yok. sonrasi çok gizli bir fotografin arabi
yüzümüz siyah ve anlamsiz, disimiz beyaz ve derin
sanki bir diktatör aniti, kan akitan bir nehir
islenmemis suçlarimiz sanki yalnizlik cinayettir
cennettir
cinnettir
cinayettir.
zaman doldu
artik gidiyorum arkama bile bakmadan
arkaya bakmak çok eski huyudur
bazi çirkin adamlarin
zaman doldu
artik gizlemiyorum kendimi çok kadinla sevistim çogu buluttu
basbayagi buluttu bildigimiz buluttu dagilip gidiyordu ben ço-
galttikça
bir aksam usulca girdim kanima
kendim karar verdim hep kendim karar verdim
yanlis da olsa sevdim pisman degilim, neden olayim?
bir aksam; üç gün üç gece poker oynamistim
ne güzel. üç gün üç gece yeterince
içmistik demek ki onar sise, belki on bes
yirmi belki de.
abdullah, ah dostum, sevdigim, çali yüzlüm abdullah
kaç kursun sikti üstüme
yeterince içmistik. vuramadi
vurdu, ben anlamadim belki de
belki de yavas yavas devam ediyorum ölmeye.
Altay ÖKTEM
adam yazmista yazmis ha! bu tür siirleri okudukça (Altay ÖKTEM) insan, daha çok, çook daha çok okumasi, yazmasi gerektigini düsünüyor…" yazmista yazmis" deyince hemen aklima baska bir siir geliverdi bak!
MASA DA MASAYMIS HA
Adam yasama sevinci içinde
Masaya anahtarlarini koydu
Bakir kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasini koydu
Pencereden gelen isigi koydu
Bisiklet sesini çikrik sesini
Ekmegin havanin yumusakligini koydu
Adam masaya
Aklinda olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
Iste onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onlari da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanindaydi gökyüzü yaninda
Uzandi masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranin dökülüsünü koydu
Uykusunu koydu uyanikligini koydu
Toklugunu açligini koydu.
Masa da masaymis ha
Bana misin demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandi durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Edip CANSEVER
Her sabah, el yüz yikar gibi,
dis firçalar gibi,
makyaj yapar gibi,
bir bardak kahvecigimi alir elime
siirlerim kendimi:))
Ahh, ne keyiftir bilseniz,
bal küpüne düsmüs misali…
delisey,
tesekkürler yorumlar ve siirler için =)
“Yalnizlik; düsündüklerinizin kafanizin duvarlarina çarpip tekrar içerde kalmasidir…”
begendim..yürege saglik
tesekkürler =)
Yalnizlik sadece yasananarak bilinin biseydir.. gibi gelir bana (:::.
Begendim güzelmiss.. :))